14.10.2008

hayatla mücadeleden yasamaya geciş

Washington’da yaşayan Elvan Demirkan, Beyaz Saray, Pentagon, IMF, USA Today gazetesi, Time dergisi gibi kurum ve kuruluşlarda stres yönetimi öğretiyor. American Üniversitesi’nde de ders veren Demirkan, ayrıca hastanelerde kronik ağrı çeken hastalara, acıyla başa çıkma konusunda yol gösteriyor. “Hayattayken Yaşamaya Geçiş” kitabının girişinde Demirkan, “Stresten kaçarak problemlerimiz yok olmaz, tam tersine uzun vadede daha da artar. Kaçmakla yok ettiğimiz, gelişmek, değişmek ve iyileşmekiçin yaratabileceğimiz güç ve potansiyeldir. Hepimizin özü huzur. Bunubilmekten bizi alıkoyan katmanları yavaş yavaş açıp, özümüze ulaşmamızgerekiyor” ifadesini kullanıyor. Demirkan’a göre, olumsuzluk ve memnuniyetsizlik hislerinden kurtulmak, kişinin kendi seçimi. Kimsenin hayatını değiştirmeyi vadetmediğini belirten Demirkan, kitabında bazı yoga hareketlerine de açıklamalı olarak yer veriyor. Kitapta yer alan bölüm başlıkları arasında, ‘Zihinsel ve Duygusal Stresi Vücudumuzda Taşıyoruz’, ‘Gerçekler Değil Olayları Algılama Şeklimiz Stresi Yaratıyor’, ‘Kendimiz ve Egomuz Arasındaki Fark’, ‘İyileştiren Gücü Olan Nefesin Önemi’, ‘Nefret Etmek ve Affetmek’,’Neden Korkuyoruz’, ‘İlişki Stresi’, ‘Yemek Stresi’ ve ‘Yaşlanma Stresi’ bulunuyor. Kitabı için haziran ve temmuz ayında Türkiye’de bulunacak olan Demirkan, stres yönetimiyle ilgili Türkiye’deki üniversite ve hastanelerde mümkün olduğu kadar çokseminer vermek istediğini söyledi. AĞRIYLA YAŞAMAK Washington’da Eylül 1999’da geçirdiği trafik kazası sonucu kalça kemikleri kırılan Demirkan, bu olay sayesinde ‘farkındalığı’ kullanarak, acı ile başa çıkma yöntemleri üzerinde deneyim kazanmış. Kazadan sonraki üç yılda iki ameliyat, fizik tedavi ve yoğun ağrılarlayaşayan Demirkan, ağrıyı dindirmek için nefesini kullanmasını ve vücudunu rahatlatmasını öğrendiğini anlatıyor. Demirkan, “Negatif düşünmeye, kendime acımaya kendimi zorluyordum. Ancak içimdeki iyileşme enerjisinin büyüklüğü ve iyileşmekten başka seçeneği kabul etmeyişim, beni içte çok kuvvetlendirdi. Zor şartlara, ilişkilerime, kendime olan inançsızlığıma, önceden problem olarak gördüklerime bakışım kökünden değişmeye başladı. Geçirdiğim bu transformasyonu insanlarla paylaşabilmek, hiçbir şeyin imkansız olmadığını ispat etmek için iyileşmeye devam ettim. Beş yıl sonra doktorum, bendeki gelişmeyi mucize olarak gördü” diyor. Demirkan’a göre, ağrıyla başa çıkmanın yolu insanın kendisini vücudundan ayrı görmesi “ben ve ağrıyan vücudum” şeklinde yaklaşım yaratmasında yatıyor. Ağrının yoğunluğuna karşı koymak yerine kendini bırakmak da ağrıyı azaltmak için temel. STRESLE BAŞA ÇIKMA Stresle başa çıkmak için kullanılan ‘yüzeysel çözümlere’ karşı çıkan Demirkan, bu geçici çözümler arasında alkol, sigara, kafein, şeker, yemek yemek, sakinleştirici ve uyuşturucuları sayıyor. Sevgisizlik ve şiddet ortamında büyümüş birisinin dünyayı acımasız bir yer, sevgi ortamında büyümüş birisinin dünyayı yaşanmaya değer bir yer olarak görebileceğini anlatan Elvan Demirkan, geçmişte çekilen sıkıntılara, bugünkü olumsuz duygularla esir olmak yerine, yaşanılanları kendini geliştirme imkanı olarak görmeyi tavsiye ediyor. Demirkan, “Çocukluğunuzda görmüş olduğunuz davranış şekli acımasız veya sevgisiz olabilir ama bu hissinize şimdi bir yetişkin olarak nasıl cevap vereceğiniz sizin elinizde, seçim sizin kontrolünüzde” diyor. ÖFKE VE NEFRET Elvan Demirkan, 11 Eylül 2001 sabahı Pentagon’a ders vermeye gidecekken terörist saldırıların olduğunu ve bu saldırıda iki öğrencisini kaybettiğini anlatıyor. Saldırılardan iki hafta sonra yeniden Pentagon’un başka bir binasında ders vermeye başlayan Demirkan, öfke ve nefretin, insana ait duyguların en tehlikeli ve yıpratıcı olanları olduğunu söylüyor. Demirkan, “Bugün dünyadaki her boyutta şiddetin sebebi, insanların bu yıpratıcı hislerini kimlikleri olarak görmeleridir. Bu duygunun esiri olup, davranışlarımızın kontrolden çıkmasına izin verdiğimiz için. Dünyayı, geçmişte yaşadığımız kötü tecrübelerin filtresiyle görmeye devam edersek geçmişimizin şimdiyi ve geleceği kontrol etmesine sebep oluruz” diyor. Vietnamlı Zen ustası Thich Nhat Hanh’ın 11 Eylül sonrası söylediği “Terör insanın kalbinde. Kökeni yanlış anlama ve nefret. Bu kök, asker ile çıkarılmaz, bomba ve füzeler bu köke yetişemez. Kalbimize, yaşantımıza ve dünyaya daha derin bakıp, nefreti şefkate dönüştürmeliyiz” sözlerine de kitabında yer veren Demirkan, “Şartlarınız her ne olursa olsun, her sabah kendinizle barış içinde uyanacağınız bir yaşam” diliyor.

http://www.ntvmsnbc.com/news/324009.asp