26.01.2009

kendını dınle

Her zaman kendi duygularını dinle, etrafa bakmana gerek yok. Zaten insanlara bakarken, onların tam olarak ne olduğunu da göremezsin çünkü yüzleri onların gerçeği değildir, senin yüzünün senin gerçeğin olmadığı gibi. Dış görüntüleri içlerini yansıtmaz, senin dış görüntünün senin içini yansıtmadığı gibi.Bu, toplumun ikiyüzlülüğüdür; içi, özü, gerçek yüzü göstermemek. Gizlemek. Sadece çok yakın ve anlayabilecek birine göstermek. Ama yakın olan kim? Sevgililer bile gerçek yüzlerini birbirlerine göstermez. Çünkü bilemezler; şimdi sevgili olan, biraz sonra olmayabilir. Böylece herkes bir ada olur, kapanır.Başkalarına bakma, kendine bak. Ve içindekinin dışarı çıkmasına izin ver, ne pahasına olursa olsun. Bastırmaktan daha büyük risk olamaz. Bastırırsan, bütün yaşama sevincini kaybedersin. Bastırmaya devam edersen bütün hayatını kaybedersin. Zehirdir bu, varlığını zehirler.Kalbini dinle ve oradaki ne olursa olsun, dışarı çıkar. Kısa zamanda dışarı çıkarmakta ustalaşacaksın, ve bundan mutluluk duyacaksın. Gerçek olmayı bir kere tanıyınca, bu öyle güzel bir şeydir ki, sahte olmakla yetinemez olursun. Sahte olmaya devam etmenin sebebi, gerçeğin tadını bilmemendir. Çocukluğun en başından itibaren, gerçek bastırılır. Çocuk daha gerçeğin ne olduğunu tanımadan, ona bastırmak öğretilir. Bilinçaltı yöntemlerle, mekanik yöntemlerle, ne yaptığını bilmeden bastırmaya devam eder.Kendine karşı gerçek ol, başka bir sorumluluğun yok. İnsan kendi varlığına karşı sorumludur. Sadece kendi varlığına cevap verebilirsin ve Tanrı sana niye başkası olmadığını sormaz.Musevi mistik Josiah hakkında bir hikâye anlatılır. Ölürken ona niye Tanrı’ya dua etmediğini sormuşlar, “Musa acaba sana şahitlik yapacak mı?” demişler. “Tanrı bana neden Musa olmadığımı sormayacak,” diye cevap vermiş, “neden Josiah olmadığımı soracak.”Bütün mesele bu, kendin olmak. Bunu çözebilirsen, öbür meselelerin hepsi de mesele olmaktan çıkar. O zaman hayat, yaşanacak güzel bir gizem haline gelir. Çözülecek değil, yaşanacak ve keyfine varılacak.

http://www.oshoturk.com/modules/news/article.php?storyid=495