14.02.2010

osho der ki...

Ego en büyük rüyadır. Onun kendi güzelliği, kendi ıstırabı vardır. Onun kendi sonsuz mutluluğu ve kendi acısı vardır. Onun cennetleri ve cehennemleri vardır, her ikisi de oradadır.


Varoluş gökyüzü gibidir, hiçbir yol içermez. Kuşlar uçar ama hiçbir ayak izi bırakmazlar; gökyüzü olduğu gibi kalır.

“Hata yapmak insana mahsustur; bağışlamak da insana mahsustur,” derim ben. Kendini bağışlamaksa en yüce erdemlerden biridir; çünkü kendini bağışlayamazsan, dünyada başka hiç kimseyi bağışlayamazsın — mümkün değildir bu.

Ölümün ötesine gitmenin tek yolu, ölümü kabullenmektir. O zaman kaybolur. Korkusuz olmanın tek yolu, korkuyu kabullenmektir. O zaman enerji serbest kalır ve özgürlüğe dönüşür.

Basit olan ego için cazip değildir, basit olan egonun ölümü demektir.


İnsanın kurallara ihtiyacı olmasının ardındaki neden, onun hayvan olmaktan çıkması, ancak henüz bir insan haline de gelememiş olmasındandır; o, arada kalmıştır.

Ben Tanrı sevgidir değil, sevgi Tanrıdır diyorum. Benim için Tanrı yalnızca bir simge, sevgi ise hakikattir. Tanrı bir mit, sevgi ise milyonlarca insanın deneyimidir. Tanrı bir sözcükten ibarettir, sevgiyse yüreğinde bir dansa dönüşebilir.

Tüm Doğu metodolojisi tek bir sözcüğe indirgenebilir: tanıklık. Ve tüm Batı metodolojisi tek bir sözcüğe indirgenebilir: analiz. Analiz ederken dönüp dönüp durursun. Tanıklıkta basitçe çemberin dışına çıkarsın.

Hakikat ödünç alınamaz. O, kitaplardan çalışılamaz. Hiç kimse sana onun hakkında bilgi veremez. Senin zekânı keskinleştirmen zorunludur, bu sayede sen varoluşun içine bakarsın ve onu bulursun.


Beden görünür ruhtan başka bir şey değildir ve ruh ise görünmeyen bedendir.

Meditasyon kafadan kalbe, kalpten varlığa giden yoldur.

Bütünüyle özgür olmak için, bir kimsenin bütünüyle farkında olması gerekir çünkü bizim esaretimizin kökleri bilinçsizliğimizin içindedir; o, dışardan gelmez.

Meditasyon seni kendi saflığına taşır. Senin saflığın tanıklık etmek, izlemek, farkında olmaktır.

Seninle gerçeklik arasına sözcüklerin girmesine izin vermemelisin. Daha az sözcük daha az engel demektir; sözcük olmazsa engel de olmaz. O zaman gerçeklikle doğrudan karşı karşıya kalırsın; o anda yüz yüze kalırsın.

Meditasyon yap, önce kendi merkezini bul. Bir başkasıyla ilişki kurmadan önce, kendinle ilişki kur; bu, yerine getirilmesi gereken temel gereksinimdir. O olmadan, hiçbir şey olanaklı değil. Onunlaysa, hiçbir şey olanak dışı değil.

Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse, o sadece cahildir. O ne dediğini bilmiyordur, o ne saçmaladığını bilmiyordur. Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: Hayat anlaşılamaz.

Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.

Sevgi güçtür, en saf ve en büyük güç. Sevgi Tanrıdır. Hiçbir şey ondan daha yüce olamaz.


Meditasyon, sen ile ile varoluş arasında duvar yaratan tüm sınırları kaldırmaktan başka bir şey değildir.


Özgürlük, sadece sen özgür olmanın sorumluluğunu alabilecek kadar bütünleşmiş olduğunda mümkün olur.

http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/HTMLdosya1/osho.htm